"Sevdiğiniz ve size en uygun olan alanı tercih edin"

01 Temmuz 2016

Sınav dönemi her öğrenci için çok stresli bir süreçtir. Tercih süreci de keza öyle. Siz üniversite tercihi yapacak olan öğrencilerin ilk önce nelere dikkat etmelerini öneriyorsunuz?

Öğrenciler Tercih Listelerini oluştururken öncelikle Yükseköğretim Programları ve Kontenjanlar Kılavuzunu dikkatle okumalı ve incelemelidirler. Zira tercihlerde ihtiyaç duyulacak tüm bilgiler belirtilen kılavuzda yer almaktadır. Bu süreçte sorumluluğun tamamen adayda olduğu unutulmamalıdır. Alınan puan ve seçilecek üniversite hangisi olursa olsun, asıl önemli olanın, üniversite sonrasında da kişiye mutluluk ve yetkinlik hissi verecek bir hayattır. O nedenle, seçilecek mesleğin kişinin ilgi ve yetenekleri ile ne denli örtüştüğü birinci derecede önemlidir. Meslek seçiminden sonra ise, o mesleğin eğitimini verecek olan üniversite seçimi de en az o kadar önemlidir. Üniversite seçerken dikkat edilmesi gereken hususlar öncelik sırasına göre; üniversitenin sahip olduğu akademik kadronun yetkinliği, alanında uzmanlığı, mesleğine yaptığı katkıları ve ulaşılabilirliği, üniversitenin mezun öğrencilerinin ilgili alandaki başarıları, üniversitenin sağladığı imkanlar (burslar, yurtdışı bağlantıları, sportif, kültürel, sosyal faaliyet ve kulüp çalışmaları) üniversitenin öğrencinin kişisel gelişimine sağlayacağı katkılar (çalıştaylar, staj, seminerler, konferanslar, sektör bağlantılar vb.), üniversitenin bulunduğu yer (şehir merkezine, akademik, mesleki, sosyal ve kültürel hayata ulaşılabilirliği), yabancı dilde eğitim-öğretim imkanı, ikinci bir yabancı dil öğrenme imkanı vb.

Üniversite adaylarının tercih listelerini hazırlarken öncelikle ve en çok dikkat etmeleri gereken husus; puana göre değil, sonuç belgesinde yer alan başarı sırasına göre tercih yapmalarıdır. ÖSYM adayları başarı sıralarına göre yerleştirecektir. Tercihlerin büyükten küçüğe doğru sıralanması da gerekmemektedir. Asıl olan istek sırasıdır. Bu yüzden adaylar en çok istedikleri tercihleri başarı sıraları ne olursa olsun en yukarıya yazmalıdırlar. Zira öğrencilerin bu süreçte yaşadıkları en büyük ikilem (puanları yüksek olduğunda); bu puanları ziyan olmasın diye, istemedikleri bölümleri üst sıralara yazıyor olmalarıdır. Halbuki öğrenciler için esas önemli olan ne okumak istedikleridir. “İstek Sırası” göz önünde bulundurularak yapılan tercihler öğrencileri bu durumdan koruyacaktır.

Yeni açılan, puan türü değişen ve taban puanı belli olmayan bölümlerin başarı sıraları kılavuzda yer almamaktadır. Bu bölümler için yakın puanlı bir bölüm veya üniversite ile kıyas yapılarak olası başarı sırası tahmin edilebilir ve yine istek sırası göz önünde bulundurularak tercih listesine eklenebilir.

Bilindiği üzere ÖSYM son iki yıldır bazı alanlarda baraj başarı sırası uygulaması başlatmıştır (Tıp: MF3 40.000, Hukuk: TM3: 150.000, vb.).Adayların tercihlerini yaparken bu konuya da dikkat etmeleri gerekir.

Sonuç olarak unutulmamalıdır ki; tercih yaparken seçilecek meslek, üniversite sonrasında uzun yıllar çalışılacak alandır. Bu nedenle, sırf puanınız ona uygun diye, sevmediğiniz ve istemediğiniz bir bölümü tercih etmek yerine, sevdiğiniz ve size en uygun olan alanı tercih edip yaşamınızı mutlu, sağlıklı ve başarılı bir birey olarak sürdürmeniz ideal olandır.

Bir vakıf üniversitesinin rektörüsünüz. Vakıf üniversiteleri ve devlet üniversiteleri arasında tercih yapacak öğrenciler açısından ne gibi farklılıklar var?

Üniversiteler temel olarak kendi iç dinamiklerine göre avantaj ve dezavantajlara sahip olabilmektedirler. Burada bir üniversitenin vakıf veya devlet üniversitesi olmasının fazlaca bir önemi yoktur. Önemli olan üniversitenin ulaşmayı hedeflediği kalite ve bunun için yaptıklarıdır. Genel olarak vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerine oranla bu konuda daha hassas olduklarını söyleyebiliriz.

Pek çok vakıf üniversitesi, yurtiçi ve yurtdışından çok iyi öğretim kadroları kurarak, hem kendi kendileriyle, hem de uluslararası alanda yarışır hale gelmişlerdir. Vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerine göre daha esnek ve dinamik yapılar olması buna imkan tanımaktadır. Bu sayede, günün şartlarına daha hızlı uyum sağlayabilmekte, uygun bölümler ile gençleri geleceğin farklı meslekleri ile tanıştırabilmektedirler.

Öğrencilere sunulan sosyal olanaklar da vakıf üniversitelerinde daha geniş bir yelpazededir. Pek çoğu yabancı dil konusundaki iddiaları ve burs olanakları ile öne çıkmaktadır. Bu nedenleözellikle başarılı öğrenciler için ücret de sorun olmaktan çıkmış vaziyette. Yurtdışı ilişkiler ve işbirlikleri konusunda da çok daha hızlı ve geniş bir yelpaze sunabiliyorlar. Özel sektör kuruluşları ile de daha içiçe olabiliyorlar ve dolayısı ile teorinin yanısıra pratikte de güçlü bir eğitim imkanı sunabiliyorlar.

Vakıf üniversitelerinde sınıflar genellikle daha az kişiden oluşur. Bunun öğrenmeye ve karşılıklı etkileşime büyük katkıları var. Vakıf üniversiteleri teknolojik imkanlar bakımından daha fazla imkana sahip ve altyapı daha hızlı yenilenir. Örneğin Kadir Has Üniversitesi’nde tüm sınıflarda akıllı kürsü bulunuyor. Öğretim üyesi dilediği yerden dersi kürsüye aktarır, öğrenci de isterse tablet, akıllı telefon ya da bilgisayarından takip edebilir.

Üniversitemiz bünyesinde kurulan FabLab, hem Türkiye’de ilktir, hem de hala tek olma özelliği taşımaktadır. Hayal edilenin hızla somut örneğe çevrildiği FabLab’lerin bulunduğu haritaya ülkemiz Kadir Has Üniversitesi ile girmiştir. Sadece üniversitenin değil, tüm dış paydaşların kullanımına da açık olan FabLab İstanbul’da, bilgisayar kontrollü aletlerle değişik ölçeklerde hemen her projenin maket olarak üretilmesi mümkün olmaktadır.

Vakıf üniversitelerinin öğrenciler açısından yarattığı en önemli farklılıklardan biri de sosyal aktivitelerdir. Sportif, sanatsal ve kültürel faaliyetler hem nitelik hem de nicelik bakımından daha fazladır.Ayrıca öğrenci kulüplerine yapılan vurgu, bunların iş, sanat, spor ve eğitim dünyasından önemli isimlerle temasta bulunmaları, bunları yaparken yorucu prosedürlere takılıp kalmamaları gibi avantajlar, öğrencilerin üniversite hayatlarında kalıcı izler bırakmaktadır.

Öğrencilerin vakıf üniversitelerini tercih ederken akıllarına en çok takılan konulardan biri burs konusu. Hangi koşullarda burs kazanılır ve kaybedilir, açıklar mısınız?

Üniversitemiz burs olanakları bakımından farklı bir anlayışa sahiptir. Çok sayıda öğrenciden ziyade, öğrenci sayımızı belli bir noktada koruyarak daha nitelikli öğrenci yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bu nedenle burslu okuyan öğrenci oranımız her yıl artmaktadır. ÖSYM Yüksek Öğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’ndaki burslar dışında, farklı başlıklarda pek çok öğrenciye burs imkanı sağlıyoruz.

Kılavuzda ‘tam burslu’ olarak belirtilen programlardan birini tercih edip üniversitemize yerleştirilen öğrencilere sağlanan karşılıksız burs ‘Üniversiteye Giriş Üstün Başarı Bursu’dur. Bu bursa hak kazanan öğrencilerden eğitim ücreti alınmaz. %50 burslu bir programa yerleşmiş öğrencilere de %50 eğitim ücreti indirimi uygulanır. %25 burslu bir programa yerleşmiş öğrencilere de eğitim ücreti üzerinden %25 indirim uygulanır. Bu burslar karşılıksızdır ve eğitim süresindeki başarı düzeyinden bağımsızdır. Zorunlu yabancı dil hazırlık okulunda okuyacak öğrenciler için 2 yıl, önlisans düzeyinde 3 yıl, lisans düzeyinde ise 6 yıl süreyle kesintisiz devam etmeleri öngörülmüştür.

Burslu veya ücretli lisans programlarına belirli puan türlerindeki başarı sıralamaları ile kayıt yaptıran öğrencilere destek olmak amacıyla geliştirilen “Kadir Has Bursu” ise,her eğitim yılında 9 ay süreyle öğrencilere ödenen ek bir yaşam desteğidir ve normal eğitim süresince devam eder.

Ayrıca Kadir Has Üniversitesi öğrencilerinin faydalanabileceği farklı türlerde burs olanakları da mevcuttur. Örneğin Kadir Has Meslek Yüksekokulu mezunlarına DGS bursu, IB-Abitur-Matura Bursu, Selimpaşa Bursu, Spor Bursu ve KHAS Onur Bursu gibi olanaklarımızın detaylarına üniversitemizin web sitesinden ulaşmak mümkündür.

Tercihlerde şehir-bölüm önceliği hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Puan her ne olursa olsun, öncelik okumak istenen bölüm olmalıdır. İstediğiniz mesleğe sahip olmak, her şeyin önünde olmalıdır. Büyük ihtimalle ömrünüz boyunca mesleğinizi yapacaksınız ve her sabah o işle uyanacaksınız. Üniversite bittiğinde okuduğunuz üniversite ve şehrin etkisi çok daha azalmış olacak. Bu nedenle öncelik bölüm olmalıdır. Ancak, bölüm tercihi belirdikten sonra, özellikle bulunmak istenilen, kişinin gelişimine katkı sağlayabilecek şehirler ve o şehirlerde de sanat, kültür faaliyetleri ile sosyal etkinliklere yakınlığı olan üniversiteler avantaj sağlayabilir.

Son yıllarda yanlış tercih yaptığına inanan öğrenciler okullarını bırakmakta, bölümlerini değiştirmekte. Ancak bu durum öğrenciler üzerinde maddi ve manevi olarak olumsuz etkiler bırakabiliyor. Bu durumda kalan öğrencilerin başka seçenekleri var mı, nelerdir?

Yatay geçiş imkanları üniversiteler arasında olabildiği gibi, üniversiteler içerisinde de mümkündür. Ayrıca, öğrenciler üniversiteye girdikten sonra daha çok ilgilerini çeken bir bölüm olursa, o bölümde yan dal veya çift anadal yapma imkanına sahiptir. Yanlış tercih yaptığına inanan öğrencilerin öncelikle bu imkanları iyi incelemesi ve gerek maddi gerekse dönem kaybını minimuma indirecek şekilde geçiş yapmasında fayda vardır.

Bu röportaj 1 Temmuz 2016 tarihinde Hürriyet gazetesinde yayımlanmıştır.