Türk-Yunan ilişkilerinde güvensizlik ve ikiyüzlülük

08 Eylül 2020

Türk-Yunan ilişkilerinde krizden söz etmek uluslararası ilişkiler çalışanlar için vaka-ı adiyedir. Anlaşmazlıkların arkasında uzun tarihi geçmişi görmek ve yaşananlardan karşı tarafı sorumlu tutmak da Ege’nin iki yakasındaki hâkim tutumdur.
Fakat, sorunlara derinlemesine bakarsanız, arkalarında esas itibariyle milliyetçiliğin etkisiyle ortak tarihi farklı okumak, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında Osmanlı Devleti dağılırken yaklaşık 550 yıllık beraberlikten sonra miras paylaşımını halledememiş olmak ve ülkelerin kimlik inşasında birbirlerini “öteki” olarak kullanmalarını görürsünüz. Yunan devleti için Türkler hiç bitmeyen tehdit, asırlık işgalci ve Yunan düşmanı, Türkiye içinse Yunanlılar Osmanlıya isyanları başlatan, sürekli Türkler aleyhine toprak genişleten, uluslararası işbirlikçileriyle Türkiye’yi ve Türkleri sürekli zor duruma düşürmeye çalışan bir millettir. Hal böyle olunca iki devlet arasında güven duygusuna pek yer yoktur.
Diğer taraftan, iki ülke sokaklarında dolaşırken rastlayacağınız Türk ve Yunan vatandaşları ile konuşursanız yaygın tutum iki halkın birbirlerine benzerliklerini öne çıkartmak, ortak kanaat de iki ülke arasındaki sorunların çözülememesinin ana nedeninin iyi niyetle bir araya gelip, meselelere hakkaniyete uygun ve adil bir çözüm bul(a)mayan siyasiler olduklarıdır.

Tamamını okumak için lütfen tıklayınız.