Mustafa Aydın: Açıklanan yaptırımın ilk adım olduğunu bilmemiz gerekiyor -SERBESTİYET

21 Aralık 2020

ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı ‘hafif’ olarak yorumlandı. Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de yaptığı açıklamada, “’Türkiye’ye yaptırım’ cümlesi yerine ‘Türkiye’de bir kuruma ve dört kişiye yaptırım uygulandı’ cümlesini tercih ediyorum. Gerçek olan da bu” ifadelerini kullandı. Siz ise sosyal medya paylaşımlarınızda yaptırımın tehlikeli boyutlarına dikkat çektiniz ve “Neden herkes yaptırımın hafif olduğunu söylüyor?” diye sordunuz. Bunu biraz açabilir misiniz? ABD’nin bu yaptırımları ne anlama geliyor? Ne tür tehlikeler barındırıyor?

Biliyorsunuz, Trump yönetimi bu yaptırımları uzunca bir süre onaylamayıp bekletmişti. Yaklaşık bir buçuk yıldır gündemdeydi; Kongre’den geçmişti ama Trump onaylamamıştı. Şimdi ise yeni yönetime devretmeden önce Türkiye’ye müzahir, ‘daha hafif’ yaptırımları seçerek yayınlar mı diye bir tartışma vardı. Son birkaç haftadır Amerikan savunma bütçesinin Kongre’den geçmesi aşamasında bu konu tartışmaya açılmıştı. Çünkü Kongre bu sefer Başkanı uygulamaya zorlayacak bir terminoloji geliştirerek, yaptırımı bütçe yasasının içine koymuştu. Bu yasanın ilk oylamada Kongre’nin iki kanadından da üçte ikinin üzerinde oy alarak onaylanmış olması, Trump’ın yasayı bir nedenle geriye gönderirse aynı şekilde geçerek geleceği anlamına geliyordu. Yasa bu şekilde tekrar geldiğinde ise Trump’ın veto hakkı olmayacaktı. Bu noktada Trump kararı geciktirip yeni yönetime bırakabilirdi, ama her halükârda yaptırımın ABD yasaları çerçevesinde gelmesi artık kaçınılmazdı. Türkiye’de de, ‘yeni yönetime kalmasındansa, yaptırımların uygulanmasını istemeyen Trump tarafından en kolay, en basit beşi seçilsin’ diye bir tartışma başlamıştı.

Dolayısıyla yaptırımlar gelince pek çok kişi bu perspektiften baktı. Kongre’nin belirlediği 12 farklı yaptırım uygulaması vardı. Yasalar Başkana bunlardan beşini seçme yetkisi veriyor. Bu 12’den seçilen beşine baktığınızda, göreli olarak yaptırımların ‘hafif’ olduğunu söylemek mümkün. Çünkü Başkan isterse ülkenin ekonomik alt yapısını veya finansal bağlantılarını hedef alan bir yaptırım da seçebiliyor. Hattâ karar alıcıları da seçebiliyor yaptırım uygulamak için; fakat bunlar yapılmadı. Bunun yerine daha dar bir çerçevede, Savunma Sanayii Başkanı (SSB) sayın İsmail Demir’in de söylediği gibi, bir kurumu ve orada çalışanları hedef alan bir yaptırım grubu seçildi. Bu açıdan bakarsak göreli olarak hafif olduğu söylenebilir.

 

Tüm röportajı okumak için tıklayınız.