Son bir haftadır Güney Osetya’da meydana gelen olaylar sadece bu bölgenin geleceğini değil, fakat SSCB’den bağımsızlığını kazanmış bir kaç devletin egemenliği ve hatta bağımsızlığını ilgilendiriyor. Gürcistan Devlet Başkanı Mikhail Saakaşvili’nin 7 Ağustos’ta Oset ayrılıkçılara karşı askeri harekât talimatı vermiş olması, esasen kendi içinde anlamsız bir davranış. Eğer Clausewitz’in “savaş politikanın aracıdır” ifadesine inanıyorsak, Saakaşvili’nin son dönemdeki politika seçimleri ile anlamsız ve hedefe ulaşması neredeyse imkânsız güç kullanımı çok büyük bir politik hata. Fakat şu anda gündemde olan ve odaklanmamız gereken Saakaşvili’nin yönetim hataları değil. Bölge uzmanları zaten uzun zamandır O’nun bu şekilde davranmasını bekliyorlardı; hatta Rus siyasi ve askeri elitleri bunu umut ediyor ve hesaplarını bu anlamsız saldırı anına göre yapıyorlardı. Şu anda yaşanmakta olan durum güreş ya da judoda (ki Putin’in bu sporda karakuşak derecesi var!) sıklıkla görülen tipik bir düşmanı kendi oyununda yenme harekâtı.
Tam metne ulaşmak için tıklayınız
(TEPAV Politika Notu, Ağustos 2008)